كانت سلمى تَمْلِكُ قَلْبًا
يَمْتَلئُ بِحُبّ و خَيْرٍ
تَأْخُذُ خُبْزًا بَعْدَ الأَكْلِ
تُلْقِيهِ لِسَمَكٍ في البَحْرِ
فَرَأَتْ صَيَّادًا قَدْ حضَرَ
اَلْقَى وَسَطَ المَاءِ الشَبَكَة
و انْتَظَرَ قَلِيلًا .. أخْرَجَهَا
يا للرَّوْعَة .. مُلِئَتْ سَمَكًا
ذَهَبَ سَرِيعًا نَحْوَ السُّوقِ
بَاعَ الصَّيْدَ و كَسَبَ المَالَ
أَحْضَرَ خُبْزًا .. أحَضَرَ لَبَنًا
كَيْ يُطْعِمَ زَوجًا و عِيالًا
رَجَعَتْ سَلْمَى .. رَأَتْ الأُمَّ
قَدْ طَبَخَتْ وَ أَعَدَّتْ سَمَكًا
أَكَلَتْ حَمِدَتْ رَبَّ الْكَوْنِ
والْبَاقِي لِلْقِطَّةِ تُرِكَ
تِلْكَ القِطَّةُ أَكَلَتْ شَبِعَتْ
و تَبَقَّى شَيءٌ قَدْ فَضَلَ
جَاءَ النَّمْلُ و حَمَلَ البَاقِي
فَرَأتْ سَلْمَى هَذَا النَّمْلَ
قَالَتْ سَلْمَى يا أُمَّاه
مَا أجْمَلَ تَرْتِيبَ الكَوْنِ
كُلٌّ يَرْزُقُهُ الرَّحْمن
و يَمُدُّ له سَبَبَ العَوْنِ
يا سَلْمَى اللهُ لَطِيفٌ
و رَحِيمٌ لاَ يَنْسَى أَحَدًا
قَدْ خَلَقَ الكَوْنَ و َاحكَمَهُ
بِنِظَامٍ يُدْهِشُنَا أَبَدًا
و لديه أَرْزَاقُ الخَلْقِ
و خَزَائِنُ رَبّي لا تَنْفَدُ
فَلَهُ حَمْدٌ و لَهُ شُكْرٌ
دَوْمًا بالألْسُنِ يَتَرَدَّد
Bir kalbe sahipti Selma
Dolu sevgi ve hayırla
Yemekten sonra ekmek alırdı
Denizdeki balık(lara) atardı
(birden avlanmaya) gelmiş bir balıkçı gördü
Ağı suyun ortasına attı
Biraz bekledi, onu (ağı) çıkardı
Yaşasın, balıkla dol(muştu)
Hızlıca çarşıya doğru gitti
Balıkları (avı) sattı ve para elde etti
Ekmek aldı, süt aldı
Doyurmak için eşi(ni) ve aileyi
Selma (geri) döndü, gördü anneyi
Balık pişirmiş ve hazırlamıştı
Yedi, kainatın rabbine hamdetti.
(Yemekten) artan kediciğe bırakıldı
O kedicik yedi, doydu
Arta kalan şey atılmadı (korundu)
Karınca(lar) geldi kalanı taşıdı
Gördü Selma bu karınca(ları)
Selma “anneciğim” dedi
“ne güzel kainatın düzeni”
Herşeyi rızıklandıran Rahman’dır
Ve o(nlar) için yardımlaşma sebeplerini genişletir.
Selma(cım), Allah latiftir.
Kimseyi unutmaz, Rahim’dir.
Kainatı yaratmış ve yapmıştır ustaca
bizi şaşırtacak bir düzende daima
Yaratılmışların rızıkları O’ndadır.
Rabbimin hazinesi tükenmez.
Hamd onadır, şükür ona
Dillerde yankılanan daima
Yorum Yok